Sitemizde çevresine karşı duyarlı siz Harbiyelilerin çevre ile ilgili yazılı ve görsel haber niteliği taşıyan yayınlanmasını istedğiniz haberlerinizi, çözüm getirilmesi gerektiğine inandığınız çevre ve toplum sorunlarının yanısıra,varsa çözüm önerilerinizi e-referans@teacher.com adresine yollarsanız üç gün içerisinde sitemizde yayınlayıp sizin sesiniz olacağız.

ANTAKYA - GENEL BAKIŞ

Dünyanın en eski yerleşim birimlerinden olan Antakya, bütün dinleri, kültürleri bir arada barındıran bir şehirdir.
Birçok çağa, savaşa, olaya karşı dimdik ayakta kalarak direnen Antakya, bu kültür mozaiği içinde bugünlere kadar gelerek kendini kanıtlamıştır.


Eski çağlarda dünyanın ikinci büyük şehri unvanına sahip olan Antakya, şu anda da kendi çapında gelişmiş bir şehir konumundadır.


Eski tarihlerden günümüze kadar gelen tarihi eserler, Asi Nehri, sokaklar ve caddeler dile gelse, o eski Antakya'yı harika bir şekilde dillendirirdi. Müslümanların, Hıristiyanların, Yahudilerin ve başka dinlere, mezheplere mensup insanların bir arada yaşayarak, hiçbir prokovasyona yenik düşmeden bugünlere kadar barış, kardeşlik ve huzur içinde gelmesi, dünyada verilecek en güzel örneklerden birisidir. Çağlar içinde korunan bu çizgiyle Antakya, tarihteki en güzel yerini almıştır.


Tunus Mozaik Müzesinden sonra Antakya Mozaik Müzesi dünyanın 2. en büyük kolleksiyonuna sahiptir. Romen Mozaiklerinden birisi Nergiz'in hikayesini simgelemektedir. Çok yüzlü çerçeveyle çevrili Nergiz iple boynuna asılı flüt elinde bir değnek ve kafasında şapkasıyla nehrin kenarına oturmuş kendi aksini seyrediyor. Onun arkasında deniz kızı Echo karşılıksız bir sevgiyle O'nu izliyor. Antakya eski Antioch ile Asi Nehri'nin kanarında eski Ortantes Nergii karşılaştırabilirmiyiz. Antakya mozaik müzesi Tunustaki mozaik müzesinden sonra dünyadaki türünün ikinci en büyük kolleksiyonuna sahiptir. Buradaki Roman mozaiklerinden birisi Narcissus hikayesini tasvir eder.süslü bür şeritle çevrili olan Narcissus boynundaki halkaya asılmış flütlü, elinde bastonlu, kafasında şapkalı olarak ırmağın kenarındaki bir kayanın üzerine oturarak sudaki kendi yansımasını izliiyordu.onun arkasında olan su tanrıçası Echo aşkla karşılıksız bir sevgiyle yanıp tutuştuğu sevgilisine bakıyordu.Eski Orantes olan Asi nehrinin yanındaki eski Antioch olan Antakya'yı Narcissus'la karşılaştırabilirmiyiz? Belki evet, çünkü tarihi boyunca pekçok tanrıça, tanrı, kral sevgi dolu özlemle bu muhteşem şehri izlemiştir. Fakat bugün nehrin suları şehrin imajını yansıtamayacak kadar paaslıdır ve ekonomik gelişmenin perde olduğu şehrin güzelliğini ortaya çıkarmak için gayret ve sabır gerekmektedir.herşeye rağmen Antakya muhteşem yapısı, uzun ve rengarenk tarihi izleri ve kozmopolit kültürüyle güzel ve biricik şehir olma özelliğini korumaktadır.Arkasını bir dağın alçak yamaçlarına dayandıran bütün şehirler gibi onunda kendine güvenme havası vardır.


Savaş, deprem karışıklık ve eğlence dönemlerinde şehir hasar görmemiştir.Antakya ile ilgili efsaneler şehri arkadan çevreleyen Habib Neccar dağıyla başlar. Bir efsaneye göre, şehir 2300 yıldan fazla yıl önce Büyük İskender'in generallerinden biri olan Selencos Nicator tarafından bir kartalın pençesinden başsız bir koyunu düşürdüğü yerde kurulmuştur. Şehrin kralı Selencos Nicator ........ bir isim bulmuş ve sevgili oğlundan sonra ona Antiokhus demiştir.Makedonlardan sonra şehir romenlerin, bizansın, arapların, tekrar bizansın, selçukluların, haçlıların, ve osmanlıların eline geçmiştir. Her biri şehrin tarihi mozayiğine kendi motiflerini işleyerek bugünkü kültürel, mimari ve etnik sentezi oluşturmuşlardır.tarihin bir döneminde roma imparatorluğunun en büyük üç şehrinden birisiydi ve büyük bir deprem sonucu 250 bin insan ölmüştür. Şehrin kaderi çok zengin bir şehir olma ve savaş kuşatma ve işgal felakettleri arasında gidip gelmiştir. Tarihinin en unutulmaz periodlarından biride iki dünya savaşı arasıdır. I. Dünya savaşından sonra Fransa önce Antakya'yı sonra Suriye'yi işgal etti.1938 Antakya bağımsızlığına kavuştu. Bir yıldan daha kısa bir zaman sonra Hatay parlementosu Türkiye Cumhuriyetine katılma kararı aldı.(23 nisan 1939) Antakya'daki meclis binası o dönemin bir hatırasıdır. Böyle güzel bir binanın sinema olarak kullanılması inanılacak gibi bir şey değildir. Antioch hıristiyanlar tarafından Apostles'in İsa'nın emirlerini yaymaya başladığı yer olarak saygı gören kutsal bir yerdir.gerçekten İsa'nın arkadaşlarına ilk defa Aziz Peter'in patrik seçildiği mağaradan alan kilisede hiristiyanlar denmiştir. Bir bakaıma bundan dolayı kilise Vatikan'ın öncüsüdür. Ve günümüz hıristiyan hacılarının önemli bir tapınak yeridir. En dokunaklı bin yıl kutlamalarından biri Aziz Peter kilisesinde yapıldı.Antakya'nın muhteşem ve zengin devrinin izlerini keşfetmek için en güzel piknik yeri ve Antakya 78 m uzunluktaki şelalesiyle Harbiye'yi ziyaret etmelisin. Heyecanlı Apollo'dan dolayı ormana kaçan güzel nehir tanrıçasından sonra antik çağda Daphne olarak bilinir. O babası nehir tanrısı Penesten yardım istedi. Babası Apollo'nun elinden kurtarmak için onu bir Defne ağacına dönüştürdü. Antakya'daki mozaik müzesindeki mozaiklerin büyük çoğunluğu Harbiye'de kazı yoluyla çıkarılmıştır. Bu Mozaikler bu yeri temsil eden muhteşem tapınak ve saraylara aittir. Görülmesi gereken diğer yer Samandağı'nın hemen kuzeyindeki Cevlik'tir.burada Titus'un inşaa ettiği olanüstü Romen su tünelini, kaya mezarlarını ve Hızır tapınağını görebilirsiniz.Antakya yöresindeki seyahatinizde her köyde sıcak bir şekilde karşılaşırsınız.Seyahatiniz esnasında iki yerel ürünü takmayı unutmamalısınız. Bunlar "balkabağı tatlısı ve peynirli künefe"dir