Sitemizde çevresine karşı duyarlı siz Harbiyelilerin çevre ile ilgili yazılı ve görsel haber niteliği taşıyan yayınlanmasını istedğiniz haberlerinizi, çözüm getirilmesi gerektiğine inandığınız çevre ve toplum sorunlarının yanısıra,varsa çözüm önerilerinizi e-referans@teacher.com adresine yollarsanız üç gün içerisinde sitemizde yayınlayıp sizin sesiniz olacağız.

HARBİYE'DE İPEKÇİLİK b.bahri öztürk

Harbiye'de İpekçilik
by b.bahri öztürk


Hiç bir hayvan 1 ay gibi kısa bir zaman diliminde (ki bu ömrü) insanoğluna ömür boyu kullanıcağı bir ürün bırakmaz.

İPEK BÖCEĞİ

İpek böcekleri çiftleştikten sonra her biri iğne ucu büyüklüğünde olan 500 tane yumurta bırakırlar. Yumurtladıktan iki-üç gün sonra da ölürler. Yumurtadan çıkan tırtıllar dut yapraklarını yiyerek gece-gündüz demeden 20-30 gün kadar beslenirler. Bu süre içinde tırtılların tükettikleri yaprakların ağırlığı vücut ağırlıklarını kat kat aşar. Tırtıl dört kez deri değiştirdikten sonra olgunlaşır. Artık koza örmeye hazırdır. Kozasının içinde olgunluğa erişen güve, kahverengi bir enzim yayarak kozanın yumuşamasını sağlar. Koza iyice yumuşadıktan sonra en yumuşak yerinden kozayı iterek dışarı çıkar. Tırtıl artık bir ipek böceğidir. Bundan sonraki yaşamında havayla temas ettiğinde anında kuruyan ve bir ipe benzeyen ama aslında çok büyük bir protein molekülü olan ipeği üretecektir.

National Geographic, January 1984, s.24






İPEKÇİLİK

Yumuşaklığı ve parlaklığı ile yüzyıllardır tercih edilen bir kumaş olan ipek, ipek böceği tırtıllarının ördüğü kozalardan yapılır.

 
İpek böcekleri sadece dut yaprağı yerler. Eskiden Harbiye çevresinde, yaprakları bu böceklere yedirilsin diye dut ağaçları yetiştirilirdi. Çünkü tırtıllar büyüdükçe, dut yaprağı bulmak sorun olurdu.

 
Eski Harbiye evlerinde ipek böceklerine ayrılmış odalar vardı. İpek böceği yetiştirilen evlerde, böceklerin bakılacağı oda acı biber yakılarak tütsülenir, odaya asılacak kerevet ve tahtalar, Nisan yağmurlarında iyice ıslatılır, hatta böceklerin "pancar kesti" diye adlandırılan bir hastalığa tutulmaması için eve pancar sokulmazdı.


İpek böceği tırtılları gelşimlerini tamamlayınca, kelebek olmak için koza örmeye başlarlar. Sonunda da kendilerini bu incecik ipek ipliklerinden örülmüş kozalarına hapsedip, uykuya dalarlar.


3 kilo ipek böceği kozasından, 2 kilo kadar ham ipek çıkar. İnanılması güç olsa da, her bir kozadan elde edilen ipliğin uzunluğu 800 - 1200 metreyi bulur.



Minik bir tırtıl iken dut yapraklari üzerinde sürdüğü coşkulu ve iştahli yaşamıni bir kendi etrafında ördüğü kozanın içinde uyuyarak sürdürmeyi seçer. Bu sırada mışıl mışıl uyuyup bir kelebeğe dönüşecekken ipek uretmek isteyenler taafından dalından koparılıp kaynar sularda haşlanma ihtimaline karşi yapabileceği hiç bişey yoktur, olmaz..!

Bu onun kötü kaderidir :-(




İPEK BÖCEĞİYLE KELEBEK

 
Yeşil yaprakların üzerinde dolanıp yaprakları kemiren tırtılların, görünüşü pek de güzel değildir. Sevimlidir tırtıllar, ama güzel değildir. Bu eciş bücüş yaratıkların, birkaç hafta içinde, doğanın belki de en güzel yaratıkları olan kelebeklere dönüşmesiyse gerçek bir mucizedir. Ne var ki, bu güzelliğe ulaşmak hiç de kolay değildir.


İpek böceği tırtıllarının çoğu kelebek olma aşamasına gelemez. Dut yapraklarını yiyerek büyüyen tırtıllar, erginleşince iştahtan kesilirler. Kuru dallara ya da çalılıklara yerleşerek kendilerine koza örmeye başlarlar. Tırtılın ağzından salgıladığı tükürük havaya değer değmez sertleşir ve ipek ipliklerini oluşturur. Tırtıl, yaklaşık 800-1200 metrelik tek ipek telinden bir koza örer ve kendini bunun içine hapseder. Burada pupa halini alır. İki üç hafta içinde, kozanın içindeki pupa gelişimini tamamlar ve kelebek olur. İpek telleri eritici bir tükürük salgılayarak kozayı deler ve kanatlarını çırpa çırpa uçmaya başlar. Büyük bir yaşama sevinciyle, çiçekten çiçeğe uçarak güzelliğini herkese sunar...


İpek böceği pupası, eğer kozasını delmezse; bütün kozalarla birlikte toplanır ve kaynar sular içinde ya da sıcak fırınlarda boğulmaya bırakılır. Sonrasını biliyorsunuz. Kozasındaki ipek iplikler, özel yöntemlerle alınır ve ipekli kumaşlar dokunur. İpekli kumaşlar, çok güç koşullarda elde edildiği için pahalıdır. O yüzden, ancak çok varlıklı insanların üzerine giysi olur, yalnızca onları süsler... Kozasını delen kelebekse, kanatlarını çırparak özgürce uçar; hem yaşamını sürdürür, hem de yaşama güzellikler katar. Yaşamı çok uzun olmasa da... Hiç bir hayvan 1 ay gibi kısa bir zaman diliminde (ki bu ömrü) insanoğluna ömür boyu kullanıcağı bir ürün bırakmaz.







BİR MUCİZENİN ÖYKÜSÜ

 
Yumuşaklığı ve parlaklığıyla yüzyıllardır en çok tercih edilen kumaş olan ipek, ipek böceği tırtıllarının ördüğü kozalardan yapılır. Bu mucizevi canlılar ilginç bir şekilde yalnızca dut yaprağı yerler. Dut ağacı yapraklarından başka hiçbir şeyle beslenmezler.


İpek böceği tırtılları gelişimlerini tamamlayınca, kelebek olmak için koza örmeye başlarlar. Sonunda da kendilerini, bu incecik ipek ipliklerden örülmüş kozalarına hapsedip, uykuya dalarlar. Önce görünürde yalnızca minik bir tırtılla başlayan bu sürecin sonunda tırtıl kaybolurken ortaya ipekten örülmüş bir koza ile bir kelebek çıkmaktadır. Peki bu olay nasıl gerçekleşmektedir? Şimdi bu mucizevi süreci en başından inceleyelim.






Altın Kadar Değerli İpeğin Tarihi

 
Tarihi kayıtlara göre, ipek ilk defa Çin'de bulunmuştur. M.Ö 206'da başlayan Han Hanedanı dönemlerinde, daha önce pek önemli olmayan ipek, ülkenin gelir kaynağı haline gelerek uygarlığın önemli simgelerinden biri olmuştur. İpek, değerli bir madde olduğu anlaşıldıktan sonra para birimi olarak da kullanılmıştır. Devletin ödemelerinde ve yapılan hizmete karşılık ödül olarak verilen ipek, tıpkı altın gibi saklanmış ve gittikçe değer kazanmıştır. Başka ülkelerle Çin arasındaki anlaşmalar ipekle çözüm bulmuştur. O dönemde dünya ticaretinin dolaştığı tek kervan yolu olan İpek Yolu da adını, taşınan en değerli ticaret malı olan ipekten almıştır.






Tırtıldan Kelebeğe

 
İpek böceklerinin yeryüzünde birçok farklı türü (ırkı) bulunmaktadır. Bazı farklılıklar dışında hepsinde ortak olan dönemler; yumurta dönemi, larva dönemi, koza örme devresi ve ergin-kelebek dönemidir.






Bir Sene Bekleyebilen Yumurtalar

 
İpek böceklerinin bir türü (univoltin ırk) sadece ilkbaharda yumurtlar ve bu türün verdiği yumurtalar diğer ilkbahara kadar bekler. Başka bir tür (bivoltin ırk) ise yumurtalar ikinci yumurtlama için beklemeye girmeden, 11-12 günlük kuluçka devresi geçirerek yumurtadan çıkarlar. İkinci neslin verdiği yumurtalar ise bekleme dönemine girerek kışı geçirir ve ilkbaharda tekrar canlanırlar. Hindistan, Tayland gibi yetiştirildiği bölgelerin sıcak olması nedeniyle multivoltin ırklardan bir yılda 7-8 nesil elde edilebilir. Burada ilk akla gelen soru kuşkusuz, bir yumurtanın bir yıl nasıl canlı kalabildiğidir. Tıpkı tohumların toprağa ekilip nem, sıcaklık, karanlık gibi uygun koşullar sağlandığında filizlenerek bitki, ağaç haline gelmesi ve bu ana kadar uykuda olması gibi, ipek böceği yumurtaları da bir sonraki ilkbahar mevsimine kadar uykuda kalırlar. Vakti geldiğinde ise harekete geçerler. Bu durumu, tuşuna basarak komut verilen bir cihazın çalışmaya başlamasına benzetebiliriz. İpek böceği yumurtaları da bir yılın sonunda onları yaratan Allah'ın emriyle canlanırlar.






Deri Değiştiren Larvalar


Yumurtadan çıkan larvalar, iklim ve hava şartlarına bağlı olarak süresi değişen larva döneminde 4 defa deri değiştirirler.


Larvalar yem yeme safhasında çok iştahlıdırlar ve sürekli taze dut yaprağı yerler. Adeta yaşayacakları bir sonraki dönemde inzivaya çekileceklerini biliyor gibi karınlarını iyice doyururlar. Başları vücutlarına oranla küçük olan larvaların derilerinin parlaklığı ve gerginliği artar. Deri değiştirme (uyku) safhasının başlangıcında yemek yemeyi keserler ve durgunlaşırlar. Dinlenmek için yer ararlar. İpeğimsi bir madde salgılayarak yapraklar üzerine tutunurlar, başlarını yukarı kaldırarak hareketsiz bir şekilde dururlar. Deri değiştiren larvaların vücudu ise büyümüştür. Başları da vücutlarına oranla artık daha büyüktür. Yem yeme safhasında parlak ve gergin olan deri, deri değiştirme sonrası gevşer, buruşur ve solgunlaşır.


9-10 günlük bir ipek böceği hemen hemen yumurtadan çıkış ağırlığının 10.000 katına ulaşmıştır. Üstelik bu gelişme 20-25 gün gibi kısa bir süre içerisinde oluşmuştur. Bu mucizevi gelişmeyi anlamak için gözünüzde yeni doğmuş bir bebeği canlandırın. Yaklaşık 3 kg ağırlığında doğan bebek, 20-25 gün sonra devasa bir boyuta ulaşarak 30.000 kg haline gelse her halde bu mucize karşısında şaşkınlığımızı gizleyemezdik. Ancak milyonlarca yıldır bu dönemleri geçiren ipek böceği larvaları bu mucizenin canlı birer örneğidirler. Böcek erginleştiğinde genellikle 7.-9. günlerde yem yemeyi keser, tedirginleşir, başını yukarı kaldırarak sallamaya ve oldukça nemli bir sıvı salgılamaya başlar. Göğüs ve karın bölgesinin yarı şeffaf olması nedeniyle vücudunun hemen hemen % 40'ını kaplayacak şekilde genişlemiş olan ipek bezleri deri altında fark edilebilir. Sindirim kanalının boşaldığı ve larvanın kehribar rengini aldığı bu aşamada ipekböcekleri artık koza örmeye hazırdır ve askıya alınmaları için toplanmaları gerekir.






Koza Örme Devresi Başlıyor

 
Yumurtadan çıkan ipek böceği tırtılı; önce büyük bir titizlikle seçtiği "askı" olarak kullanacağı dallardan birine çıkarak kendini aynı iplikle oraya bağlar. Daha sonra salgıladığı ipeğe sarılmaya ve koza örmeye başlar. Multivoltin ırklarda 2-3 gün, uni ve bivoltin ırklarda 3-4 gün içerisinde koza örme işlemi biter. İpek böceği, ipliğini çıkardığı sürece, başını 8 çizer gibi sürekli oynatır, kozanın bir bölümünden diğer bölümüne geçerek örme işlemine devam eder. Başı dönmeden ve dengesini hiç kaybetmeden yaptığı bu hareketi, 3-4 gün süresince toplam yaklaşık 130.000 kez tekrarlamaktadır. Bu rutin hareketi yapan tırtılın boynunun ya tutulması, ya da işlevini yitirmesi gerekirken, o büyük bir çaba ile üretimine devam eder. İpek üretimi sona erdiğinde ve bezler boşaldığı zaman artık çok zayıflamış olan tırtılın ya ölmesi, ya da hastalanması gerekir ancak tırtıl başkalaşıma uğrayarak, bir iki gün içinde daha güçlü bir yapıda olan "krizalite" dönüşür. Koza örmenin 4. veya 5. gününde krizalit haline dönüşen ipekböceği, 8-14 gün süren krizalit devresinde metamorfoza uğrayarak kelebek haline dönüşür. Burada ise yine başka bir mucize gerçekleşmiştir. Bir tırtıl kendi salgıladığı maddeyle kendini sarmalayarak gözden kaybolur, saklanmadan önce yerde yürüyerek ilerleyen bu böcek iki hafta içinde ise uçabilen bir kelebek olarak dışarı çıkar. Kelebek alkali yapıdaki salyası yardımıyla kozayı delerek dışarı çıkar. Yani kelebek haline gelen tırtıl, bir kozada olduğunu, buradan çıkma vaktinin geldiğini, buradan çıkmak için özel bir sıvıya ihtiyacı olacağını, kozayı delmek için bu sıvının sahip olması gereken formülü ve bunu vücudunda nasıl üreteceğini de adeta "bilmektedir".






Kozadan İpeğe






Kozayı örme ve tamamlama işlemi, gece gündüz durmaksızın 3-4 gün sürmektedir. Birkaç mm.lik boyuyla, günlerce ara vermeden çalışan bu tırtıl olağanüstü bir güç göstermektedir. Bunu insanlar ile kıyaslayarak daha iyi anlayabiliriz. Örneğin; insan günlük uykusunu almadığında hem zihnen, hem de bedenen güçsüzleşmesine rağmen, ipek böceğinde herhangi bir bitkinlik görülmemektedir. Yumurtadan tırtıla, tırtıldan kelebeğe giden bu döngünün içinde hayatını sürdüren ipek böceği, dünyanın en sağlam ipliğini üretir.


İpek, bilinen en sağlam doğal ipliktir, ancak bilim adamları henüz bu sağlamlıkta bir iplik üretmeyi başaramamışlardır. Son yıllarda araştırmalarını hızlandıran bilim adamları, ipekböceklerinin nasıl bu kadar sağlam iplikler yapabildiklerinin sırrına ulaşmaya çalışıyorlar. Uzmanlar, bulgularının doğruluğunun kanıtlanması halinde, çok sağlam koruyucu giysi ve spor malzemeleri üretiminin yanı sıra kemik dokusu için de laboratuvarda yapay ipek üretilebileceğini belirtiyorlar. Araştırmalara göre; ipek üretiminin sırrı, ipekböceklerinin salgı bezlerindeki ipek proteinlerinin, suda çözünebilirliğini nasıl kontrol ettiklerinde yatıyor. Tüm süreç, su miktarıyla kontrol altında tutuluyor. Organizma ipek bezine protein gönderiyor, ancak bunu yaparken oraya ne kadar su bıraktığını denetliyor. Bu hassas ölçüler de ipeğin sağlamlığında rol oynuyor. Uzmanlar, ipeğin tıp alanında, tahrip olmuş diz bağlarının onarılması ve yapay kemik dokusu oluşturulmasında kullanılabileceğini söylüyorlar.






Her aşaması mucizelerle dolu olan ipek böceklerinin ipek üretmeleri çok çarpıcı yaratılış mucizelerinden biridir. Allah'ın ilhamıyla hareket eden ipek böceklerinin ürettikleri bu sağlam doğal iplik, bilim adamlarına da ilham kaynağı olmaktadır. Sağlam olduğu kadar estetik görünümüyle de dikkat çeken ipeğin, Kuran'da cennet ehline mükafat olarak sunulduğundan bahsedilmektedir.






"Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir. Ve sabretmeleri dolayısıyla cennetle ve ipekle ödüllendirmiştir." (İnsan Suresi, 11-12)